![](https://lh3.googleusercontent.com/blogger_img_proxy/AEn0k_vqKsTAWh8aH7c7ExAgunqeT-3ePZD2qEhMI652oHA6xW54L4xcjkk_lz3keF3g_ZY960SOWkgtJs1JVjmdMwVvuKfS_mSzYv5H1KOpPbYjKx79QuvzmJsXt62cVUk8d5J5GRp4_kcTOQUqF5vdiA=s0-d)
bir yolculuğa benzettiğimiz takdirde hayat denilen kavramı, verilen molalar gibi rahatlatan soluklanma seansları yer almalı az da olsa bu yolculukta. fırsatları kaçırmamalı insan mola vermek için. gereksiz görmemeli, tadını çıkarmalı güneşi görmenin. bu kısa molalarda insanların kafalarındaki düşünceler benzerdir genelde; telefon yok, bilgisayar yok, iş stresi yok, trafik yok. bunların yerine kocaman huzur dolu, boş vakitler var. hele birde sevdiklerin yanında oldumu, değmeyin böyle bir molanın keyfine. dönüş yolunda insanın aklında; geçirdiği güzel mi güzel boş vakitlere övgü ve her güzel şeyin biteceği hatta daha çabuk biteceği gibi bir klasik yer alır. umutlar başlamıştır bile daha sonra verilecek mola için. çocukluğumuzda anlatılan masallara benzetebilirsiniz bu molaları, o masallar gecenin karanlığından, yalnız yatmanın korkusundan uzaklaştırır bizleri, hayata verdiğimiz molaların bizleri nelerden uzaklaştırdığını siz düşünün :) her ne kadar güzel olsada, herhangi bir yol üstü esnaf lokantasında yenen yemeğin üstüne içilen ince belli bardaktaki çayın dumanının havadaki çiçek kokusuna karışmasını hayal etmek;
tüm masallar biter, hayat kaldığı yerden devam eder....
1 Yorum:
Ne mutlu hayata cennetten gelen tatları tadma umuduyla mola verebilenlere... Hayatta saklı olan bu tatları bulup çıkarabilenlere.. Bu nitelik bulaşıcı olsa da, sahip olmayanlara da bulaşsa.. Dua niyetine..
Yorum Gönder